2 Yaş Sendromu – Annelerin Korkulu Rüyası
ANNELERİN KORKULU RÜYASI 2 YAŞ SENDROMU!
2 yaş sendromu, miniğimizin bebeklik döneminden çıkıp kendilerini birey olarak kabul ettirmeye çalıştıkları dönemdir. Bireyselleşmenin ilk adımı olan ve 18. ile 36. aylar arasında görülen bu sendrom, hem çocuklar hem de bizim için oldukça yorucu bir dönemdir. Henüz dil gelişimi ve iletişim becerileri gelişmemiş olan miniğimiz, ergenlikten önceki ilk bireyselleşme sürecinde, inat, öfke nöbetleri, agresif tavır, her şeye hayır deme, bağırma ve istediğini elde edene kadar huzursuz davranma gibi davranışları ön plana çıkar. 2 yaş sendromu, dikkatle yönetmemiz gereken önemli bir dönemdir. Anne ve babalarının kontrolünden çıkmaya çalışarak, kendi kişiliklerini ispat etmeye çalışan minikler, bu dönemde kendilerini tüm dış dünyaya kanıtlama çabasındadır. Çocuğumuzun saldırgan ve inatçı tavırları ile karşılaştığımızda, şımardığını, gereksiz kapris yaptığını düşünüp öfkelenebiliriz. Ancak henüz tam olarak gelişmemiş olan çocuğumuz bu öfkeli tutuma karşı daha da fazla tepki göstererek, bizimle zıtlaşır. Bu durum bize hiç bitmeyecek bir süreç ya da çocuğumuzun karakterinin bir parçası gibi gelsede, tamamen geçici bir dönemdir.
2 yaş sendromu, tüm sağlıklı çocuklarda olması beklenen, psikolojik gelişimin bir parçasıdır. Anneye bağımlı olarak geçirilen ve tek başına var olmanın imkansız olduğu bebeklik döneminin ardından konuşabilen ve yürüyebilen çocuk, kazandığı bu gelişim özellikleri ile hem fiziksel hem de duygusal olarak anneden yavaş yavaş uzaklaşır. Kendisinin ayrı bir birey olduğunun farkına varan miniğimiz, ben merkezli bir döneme girerek varlığını tüm çevresine kanıtlamaya çalışacaktır. Benliğinin farkına varmasıyla birlikte kendi kararlarının doğru olduğunu, ailesine ve çevresindeki diğer kişilere kendi fikirlerinin değerli olduğunu ispatlama çabasına girişir. Bu dönemde sıklıkla duyulan negatif cümlelerin sebebi budur. 2 yaş döneminde sağlıklı bir şekilde gelişimi süren çocuğun, her şeye hayır demesi, agresif davranışlar sergilemesi, öfke nöbetleri geçirmesi son derece normal bir durumdur.
2 yaş dolayında görülen bu sendrom boyunca bize büyük bir sorumluluk düşer. Miniğimize doğru bir şekilde yaklaşarak, onun ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak, tolere edebilmek ve kesin sınırlar çizmek son derece önemlidir. Onunla doğru iletişim kurmanın altın kuralı olan oyun oynamak, eğlenceli olduğu kadar sağlıklı da bir yöntemdir. Sözel olarak anlatılamayan duygu ve düşünceler oyun içinde kurgulanarak, etkili bir şekilde çocuğumuza aktarılabiliriz.
2 yaş sendromu belirtileri nelerdir?
2 yaş sendromunda çocuklar, sınırlı tecrübeleri ve kelime hazineleri ile kendi benliklerini dış dünyaya anlatmaya çalışır. Duygusal olarak da tam olarak gelişmemiş olan 2 yaş dönemindeki çocuklar, çoğu zaman kendilerini ağlayarak ifade eder. “Hayır”, “olmaz”, “istemiyorum” gibi olumsuz kelimelerin sıklıkla kullanıldığı 1,5 yaş ile 3 yaş aralığındaki çocuklar, istekleri yerine getirilmediğinde, kendilerini yere atma, kendisine ve çevresindekilere vurma, bağırma, nesneleri atma, öfke nöbetine girme gibi davranışlar sergiler. Öfke nöbetinin devam ettiği süre boyunca, yemek yeme, oyun oynama ve normalde eğlendiği aktiviteleri yapmama gibi davranışlar sergilerler. Kendilerini dünyanın merkezinde gördükleri bu dönemde bencil ve dürtüsel davranışlar sergileyebilirler. Bu davranışlarını engellemek için çaba sarf etmez ve dışarıdan yapılan engellemeleri de kabul etmezler. Onun yerine çoğunlukla anne baba olarak bizim söylediklerimizin tam tersini yaparak inatlaşabilirler. Etraflarındaki çevre üzerinde hakimiyet kurmaya çalışan 2 yaş dönemi miniklerinin öfkeli tutumlarına aynı şekilde karşılık vermek onların gerginliğinin daha da artmasına neden olur. Bu gibi 2 yaş sendromu belirtilerinin görüldüğü durumlarda bize düşen sakin kalarak, durumu kontrol altına almak, çocuğun duygularını ifade etmesine müsaade etmektir.
2 yaş sendromu yaşayan çocuğa nasıl davranılmalı?
Bu dönemde çözüm bulmakta ve nasıl davranmamız gerektiği konusunda zorluk yaşayabiliriz. Sakin kalmak, miniğimizin verdiği içgüdüsel tepkilere mantık çerçevesinde yaklaşmak, onun zihinsel ve duygusal gelişimi üzerinde pozitif etki bırakır. Bu durumda duygusal yaklaşımdan uzak durmak ve kimin otorite olduğunu göstermeye çalışmamak gerekir. Bu yaş grubundaki çocuklar henüz otorite ile ilgili olarak bilinçlenecek yaşta olmadıkları için bu durumu anlamakta zorlanırlar. Ancak bu durum önceden “Hayır.” denen konuya, çocuğun ağladıktan ya da ısrar ettikten sonra “Evet.” denmesini gerektirmez. Ailenin tutarlı olması, aynı konu üzerinde önce hayır, sonra evet dememesi gerekir. Ayrıca anne ya da babanın kabul ettiği ya da etmediği bir duruma diğer ebeveyn farklı bir yanıt vermemelidir.
Bu dönemde miniğimizin gelişiminin sağlıklı bir şekilde sürmesi için onu ne çok sınırlamak ne de tamamen özgür bırakmak gerekir. Her yaptığı hareket için tek tek uyarıda bulunmak da kişilik gelişimini olumsuz etkileyeceğinden dolayı önerilmez. Çocuğumuz ile iletişim kurarken net ve basit cümleler kurulmalı, ironi içeren cümlelerden kaçınılmalıyız. Onunla kaliteli zaman geçirmek adına onunla oyun oynamak, oyun oynarken, oyuncaklara verilen roller üzerinden onu eğitmek çok daha doğrudur. Yapılan konuşmalar ve uyarılar, çocuğun boy hizasına eğilerek yapılırsa daha çok işe yarayabilir. Böylece çocuk, kendisinin bir birey olduğunu ve karşısındaki kişi tarafından dikkate alındığını hisseder. Miniğimizin kişisel gelişimini desteklemek ve olası krizleri engellemek adına, ona kendi başına başarabileceği görevler vermeli ve bu görevi başarabileceği konusunda cesaretlendirmeliyiz. Enerjisini dış mekan aktiviteleri ile boşaltmasına, koşup oynamasına, tehlikeli olmadığı sürece düşüp kalkmasına izin vermeliyiz. Yapmayı ısrarla reddettiği aktiviteler ya da istekler karşısında inatlaşmak yerine, dikkatini farklı bir yöne çekmek bu yaş çocukları için idealdir. Uzun uzun konuşmalar yerine, kısa anlatımlar ile onu uyarmak, kurgulanan hikayeler ve oyunlar üzerinden çıkarımlarda bulunmasına izin vermek çok daha doğrudur. Çocuğa seçim yaptırmak da bu dönemde yapılması gerekenler arasındadır. Örneğin iki farklı kıyafet gösterip, hangisini giymek istediğini ya da farklı oyunlar arasından hangi oyunu oynamak istediğini sormak, 2 yaş sendromunu yaşayan çocuğun kişisel gelişiminde olumlu rol oynar.
Bebek sağlığı ile ilgili diğer yazılarımız için Bebek Sağlığı kategorimizi inceleyebilirsiniz.
NOT: Bilgi niteliğindedir. Daha detaylı bilgi için lütfen doktorunuza başvurunuz.